Image

BONCUKLU TARLA’DA BULUNAN 12.000 YILLIK KAMUSAL YAPI

Mardin’in Dargeçit ilçesinde bulunan Boncuklu Tarla’da 12.000 yıl önce yapıldığı tahmin edilen kamusal bir yapı keşfedildi.

Mardin Müze Müdürlüğünce 2012 yılında “Ilısu Barajı ve HES Projesi Etkileşim Alanında Kalan Kültür Varlıklarının Belgelenmesi ve Kurtarılmasına Yönelik Çalışmalar” kapsamında başlatılan arkeolojik kazılar sürüyor. Bu kazılar, Mardin Artuklu Üniversitesinden Doç. Dr. Ergül Kodaş başkanlığında arkeologlar ve antropologların da dâhil olduğu 15 kişilik bir ekip tarafından gerçekleştiriliyor.

Boncuklu Tarla, Çanak Çömleksiz Neolitik Dönem’e tarihlenmektedir ve MÖ 13. binyıldan MÖ 8. binyılın sonlarına kadar mütemadiyen iskân edilmiştir.

Boncuklu Tarla’da bulunan ve 13.000 yıl öncesine ait olan iskân kalıntıları, Körtik Tepe ile Yukarı Dicle Vadisi’nde kalıcı yerleşmelerin ilk örnekleri olarak gösteriliyor. Nitekim Boncuklu Tarla ve Körtik Tepe’de bulunan bu tarz yapılar, Göbeklitepe’den 1.000 yıl daha eskiye tarihlenmektedir.

Yaklaşık 2,5 hektarlık bir alanı kaplayan höyükte yapılan kazılarda ortaya çıkan bulgular, Epipaleolitik Dönem’den Geç Çanak Çömlek Öncesi Neolitik Dönem B Evresi’ne kadar geçen tarihsel süreci kapsayan altı farklı tabakayı işaret etmektedir.

Ayrıca ev tabanlarının altında, insanların dizleri karınlarına doğru çekilmiş olarak gömüldükleri 69 mezar ve 118 ayrı kişiye ait iskelete ulaşılmıştır.

İskeletlerin yer aldığı mezarlarda Neolitik Dönem’de yaşayan toplulukların geleneklerini yansıtan serpantin, kireçtaşı, klorit, kumtaşı, kemik, obsidyen, fosfat, bakır, malakit ve değişik çay taşları kullanılarak yapılmış boğa, geyik, leopar, yılan, akrep ve yaban keçisi gibi çeşitli hayvan figürlerinden oluşan yaklaşık 20 bin boncuk ile kemer ve tokaları, kemik kakmalı düğme, küpe gibi değişik süs eşyaları da bulunmuştur.

Tüm bunların ardından Boncuklu Tarla’da bilim dünyasını heyecanlandıran yeni bir keşif gerçekleşti. Bu sezon yapılan kazılarda, üç farklı zamanda üst üste inşa edilmiş olan ve yaklaşık 12.000 yıllık olduğu düşünülen bir ‘kamu binası’ gün yüzüne çıkarıldı. Yapıda boncuklar, ok uçları ve kemiklerden oluşan birçok buluntu keşfedildi.

Doç Dr. Kodaş, MÖ 10.000 yılına ait olan ve üç kere üst üste inşa edilmiş yapının büyük bir kısmını ortaya çıkardıklarını belirterek bu yapının konut değil, birçok kişi veya grup tarafından kullanılmış büyük boyutlu kamusal bir yapı olduğunu ifade etmiştir. Söz konusu yapıların içinde bulunan steller, payandalar ve kolonlardan hareketle araştırmacılar, yapının hem mimari hem de iç düzenlemeleri bakımından o dönemde yapılmış konutlardan farklı bir tarzda inşa edildiğini belirtmiştir.

Kodaş, “Benzer boyutlara ve özelliklere sahip binalar aynı alana üst üste inşa edilmişler. Evrelerin hepsi milattan önce 10.000 yılına ait. Biri terk edildikten sonra doldurulmuş ve onun üzerine yenisi inşa edilmiş. Her evre arasındaki tam süreyi henüz bilemeyiz ama çok uzun bir süre geçmemiş gibi görünüyor.” sözleriyle yapının inşa geçmişi hakkında da bilgiler vermiştir.

Araştırmacılar, ilk etapta inanç merkezi olduğu düşünülen bu kamusal yapıların ne amaçla kullanıldığına dair bilginin ilerleyen süreçte netlik kazanacağını belirtiyor.