Arkeoloji, Kültürel Miras ve Yenilikçi Eğitim Teknolojileri

Image

Doğu Anadolu Arkeolojisine Açılım Getirebilecek 5 Bin Yıllık Buluntular

Yüzey araştırmalarında tek parça bütün uzuvlarının işlenmiş, Doğu Anadolu arkeolojisinde benzerine rastlanmayan göz, ağız, alt gövde ve bütün cinsiyeti belirgin olarak işlenmiş bir 'ana tanrıça' bulundu. Elde edilen bulgular çerçevesinde şu an için bölge geçmişinin Geç Kalkolitik ve Erken Tunç Çağı'na kadar uzanmakta olduğu söylenebilir” Yüzey araştırmaları ekibinde yer alan Dr. Araştırma Görevlisi Mesut Ceylan da sahada bulunan ve Büyük İskender adına bastırılmış olan sikkenin Erzurum yöresinde bugüne kadar tespit edilen 4. gümüş sikke olduğunu aktararak şu bilgileri paylaştı: “Ön yüzünde Herakles başı betimi arka yüzünde ise tanrı Zeus elinde asa ve kartalı ile tahtta oturmuş bir şekilde betimlenmiş. Bulguların sayısının kazılar başlayınca artacağını ve daha farklı objelerin elde edileceğine inanıyoruz” Parlıtı, Hınıs yüzey araştırmaları kapsamında farklı bir alanda yapılan kazı çalışmalarında bir adet razor olarak ifade edilen kazıyıcı ile maden kalıbı bulunduğunu belirtti. Razorun MÖ 3200’lü yıllara tarihlenebileceğini ifade eden Parlıtı konuyla ilgili şunları söyledi: “Bu çalışmalar yaklaşık 10 yıllık bir projedir. Bu sene ilk kez yüzey araştırmaları yapılmaya başlandı. Bölgede devam eden kazı çalışmalarının olduğu diğer höyüklerde de benzeri eserlerin örnekleri var ama Hınıs’ta birçok eser var ve bunların birçoğu ilk kez ele geçirildi. Burayı Muş Ovası ile Erzurum Ovası arasında bir geçiş koridoru olarak tanımlamak mümkün. Yüzey araştırmalarında ayrıca Erken Tunç Çağına ait olduğu öngörülen taş heykel ele geçirildi. Bu eserlerle de bölge geçmişinde o döneme ait izlerin var olduğunu ispatlamış olduk.

Arkeoloji Haberleri
Devamını Oku